30 Haziran 2008 Pazartesi

RÜZGAR'IN KURABİYE ŞENLİĞİNE HOŞGELDİNİZ

İlk şeker hamurlu kurabiye çalışmamızı gururla sunarız.Sağolsun Gülriz'cim olmasa bu kadar güzel olmazlardı ama yinede tam bir kollektif çalışma gerçekleştirdik.Üstelik çokta eğlendik

Kurabiye tarifi de kalıplarda Gülriz'den.Şeker hamurunu ise hazır aldım.En yakın zamanda bir kurabiye etkinliği daha yapmayı planlıyoruz.Eşlerimizde bizde çok eğlendik.Eşlerimiz her ne kadar şeker hamurunu oyun hamuru gibi görselerde yinede çok becerikliydiler.

Kıymalı Börek (PDÇSE 26)

Merhabalar hekese mutlu,huzurlu,sağlıklı,paralı haftalar dilerim.Keyifli bir hafta sonundan sonra insan yeni haftaya da zinde başlıyor.Dün bol sohpetli bir kahvaltıdan sonra Gülriz'cim bize şeker hamurundan kurabiye yapma sanatının inceliklerini öğretti.Çok keyifli ve meşakkat isteyen bir uğraşıymış.Aslında bizim planımız beyler bebişlere baksın biz yapalımdı;ama Pınar'ın eşi bu işi çok keyifli bulup şeker hamurunu eline alınca işler değişti tabii...Birde Armağan'ın yaratıcı ördek tasarımı vardı gülmekten yerlere yattık.Açıkcası biz çok fena gaza geldik arada bir toplanıp beylerle birlikte kurabiye süsleyeceğiz.İnsan acayip stres atıyor.

Gelelim kahvaltımıza, kahvaltı sofrasının fotoğrafını çekmemişim ama hazırlıkları farkında olmadan bayağı abartmışım sanırım çünkü şu an akşamda kayın valideme götürmeme rağmen börek hariç çoğu duruyor.Ayrıca böreklerimi PDÇSE 26 Huriye arkadaşıma gönderiyorum kolaylıklar diliyorum.

Kahvaltımızdan bir kaçını sayayım
  • Kıymalı tepsi börek

  • patlıcan salatası

  • közlenmiş biber

  • domatesli sosis

  • Pınarın kurabiyeleri

  • Gülrizin börekleri

  • Havuçlu kek

  • Ve kahvaltıya damgasını vuran sucuklu menemen ve karpuz

  • Bir sürü çeşit kahvalılık peynir zeytin vs

Hızımı alamayıp öğlende acıkırız diye zeytin yağlı taze barbunya ve zeytin yağlı taze fasulyede yapmıştım ama kurabiye yapma sevdasından yiyemedik.

  • Börek Malzemeleri
  • 5 adet yufka
  • 300 gr kıyma
  • 2 adet büyük kuru soğan
  • 1/4 demet maydonoz
  • karabiber
  • tuz
  • karabiber
  • 1/2 çay bardağı zeytin yağı

Katlara sürmek için

  • 3 yumurta(birinin sarısı üzeri için ayrılacak)
  • 3/2 su bardağı süt(yoksa yoğurt ta olur)
  • 1/2 paket margarin kadar eritilmiş tere yağı
  • 1/3 çay bardağı zeytin yağı (hepsi derin bir kapta çırpılır)

Hazırlanışı

Soğanlar minik minik doğranır.1/3 çay bardağı zeytin yağda kavrulur iyice ölmeden kıyma ilave edilir suyu çekilene dek kavrulur son olarak tuz,doğranmış maydonoz ve kara biber ilave edilir bir iki daha çevrilip altı kapatılır.

Tepsi çok az yağlanır.Bir adet yufka kenarlardan taşacak şekilde serilir.Sütlü sostan bir kaç kaşık serpilir.2.yufka 4 parçaya bölünür tepsiye parça parça yerleştirilir üzerine tekrar sütlü sostan dökülür.3 yufkada aynı şekilde serilir ve kıymalı harç her yere dağılacak şekilde dağıtılır.Üzerine 4. yufka parçalar halinde serilir ve sos gezdilir sonuncu yani beşinci yufka 2 parçaya bölünür ve iki parça halinde serilir.Kalan süstlü sosa 1 yumurta sarısı ilave edilir ve üzerine sürülür ,yandaki kenarlarda kapatılarak kalan sosun tamamı kenarlara sürülür son olarak çörek otu ve susam serpilir.10 dakika dinlendirilir.Bu arada fırın ısıtılır ve sıcak fırında yaklaşık35 dakika pişirilir.(her fırının pişirme süresi farklıdır siz kendi fırınınıza göre pişirme süresini ayarlayabilirsiniz)

Not : Benim kıymalı harcım 1/2 kg kıymadan idi fazla olduğu için iki sıra kıymalı harç koydum.

Afiyet olsun



26 Haziran 2008 Perşembe

SİZE ÇİKOLATA YAPTIM(ye 35)

Kısmetse pazar günü kahvaltıya Pınar'cım ve Gülriz'cik gelecek.Gülriz'cik dediğime bakmayın kendisi yaşca benden büyük;ancak o kadar nayif o kadar şirin bir insanki, insan hemen kendini yakın hissediyor.Ne zamandır davet ediyorum bir türlü fırsat bulamadılar Rüzgarın bebek kurabiyeleri vesilesiylede olsa sonunda görüşeceğiz.Gülriz'cim sağolsun Pınar'a ve bana bebek kurabiyesinin nasıl yapıldığını öğretecek.Hem birlikte bizim çamlıkta kahvaltı edeceğiz hemde kurabiye yapacağız.Tabii son anda bir değişiklik olmassa...Bu sebeple Pasta malzemeleri'nden gerekli malzemelerin siparişlerini verdim.Gelirmi gelmezmi derken dün sipariş verdim sabah erkenden geldi.Çok mutlu oldum.Bu patiklerde yeni çikolata kalıbımdan.Önce bu ne küçücükmüş falan dedim ama kullanınca çok hoşuma gitti.Bir tek sorunum var oda çikolatalar dolaptan çıkınca hemen yumuşuyor bunu önlemenin yolunu bilen varsa nolur bana yazsın.
İlk göz ağrısı çikolatalarımı Sevda mavisi arkadaşımın düzenlediği ye#35 çikolata etkinliğine gönderiyorum.Kendisine kolaylıklar diliyorum

Çok güzeller değilmi.Yeni doğum yapmış sevdiklerinize götürülebilecek en tatlı ve basit hediyelerden.

Malzeme

Malzeme falan yok tek malzeme buz dolabımda kalmış eski bitter çikolatalarım.

Benmari usulu erittim(bir tencereye su koyup kaynattım, üzerine başka bir tencereye çikolataları koyup erittim).Sonra sıkma poşetiyle kalıba paylaştırdım.

Bu kadar



Ne kadar minik değilmi güzel mi falan derken yarısını yemişim.Aylardır buzlukta bir kere alıp ısırmadım göya kendim yaptım ya (halbuki sadece eritip kalıba döktüm)çok lezzetli geldiler.
Bu arada gıda boyası kalemi, birkaç çeşit bisküvi kalıbı ve şeker hamuruda aldım.Bakalım başarabilecekmiyim.
Ağzınızın tadı bozulmasın.

25 Haziran 2008 Çarşamba

Zeytinyağlı Taze Fasulye

Yaz geldi artık hafif bir şeyler yemek lazım.Bu durumda en sevdiğim lezzetlere zeytin yağlılara gün doğuyor.Koca bir kış etli,kıymalı ağır yemeklerden sonra midelerimiz biraz olsun hafifleyecek.Taze fasulye ile bir başlayalım bu önümüzdeki haftayı kendim için zeytin yağlı yemek ve salata haftası ilan ediyorum.Hergün bir tanesini yayınlayacağım kısmetse.

Geçelim tarifimize

Malzemeler

  • 1 kg taze fasulye
  • 2 adet orta boy kuru soğan
  • 2 diş sarımsak rendesi
  • 3 adet iri domates rendesi
  • 1 silme yemek kaşığı salça
  • 2 adet kesme şeker
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 çay bardağı sıcak su(duruma göre arttırabilirsiniz)
  • zeytin yağı(ben sızma kullandım göz kararı 1/2 çay bardağı yetecektir kanaatimce)

Hazırlanışı

Soğanlar minik minik doğranır.Sarımsaklar ve domatesler rendelenir.Taze fasulyeler ayıklanır yıkanır.Once uzunlamasına sonra ikiye bölünür.Tencerenin altına zeytin yağı, soğanlar üzerine fasulyeler,sarımsak ve domates rendesi,salça,tuz,şekerler konulur son olarak suyu ilave edilir önce orta sonra kısık ateşte yaklaşık bir saat pişirilir.Yok ben dayananam derseniz düdüklüde 20 dakikada tas tamam pişiyor.Ben zeytin yağlı yemekleri salçalı ve soğanı önceden kavrulmuş sevmiyorum ama siz istersniz soğanı ve salçasını önce kavurupta yapabilirsiniz.Aklımdayken misafirleriniz için zeytin yağlı yemekleri bir gün öncesinden yapıp buz dolabında bekletirseniz lezzeti iki kat artar.

Afiyet bal şeker olsun

24 Haziran 2008 Salı

AYVALIK-Bölüm 3 Ayvalık pazarı

Ayvalıkta salı günleri Sarımsaklıda,Perşembeleri ise Ayvalık merkezde pazar kuruluyor.Daha önce Sarımsaklıda ki pazara gitmiş bayılmıştım herşey üreticiden tüketiciye birebir sunuluyordu.Pazarda çiftçi teyzeler,amcalar yada bahçesinde üretenler getirip hem ucuz hemde lezzetli bir çok şeyi satıyorlardı.Bu kez Ayvalığın pazarına gitmek istedim.Ama hiç hayal ettiğim gibi değildi ilk başta kendimi Bakırköy pazarında hissettim her yer kıyafet doluydu.Sonra teyzelere sorup meyve sebze bölümünün daha ilerde olduğnu öğrenince sevindim.




Mis gibi baharat kokuları pazarı hakimiyeti altına almıştı bile.

Bu kurutulmuş kekikmiş harika bir kokusu var.Önce alıp İstanbula getirmeyi düşündüm ama o kadar yoğun kokusu varki yolda nefesimiz kesilir diye vazgeçtim.
Bunlarda kurutulmuş papatya.Bu aralar "Organik" kelimesine kafayı takmış durumdayım.Ne demek organik? Türkçe bir kelimemi bunun yerine Türkçe olarak"doğal ürün" desek ya.Pazarcı amca bu papatyaların organik olduğunu söyledide.Çok şaşırdım.

Buda pazarın gülü nine.Tezgahtakiler kendi bahçesinden oğluyla birlikte satıyor.Çok tatlı bir nine poz ver şöyle afillisinden diyorum.Ben utanırım bu yaştan sonra diyor kikirdiyor...
Bu ne bilmiyorum ben çağlaya benzettim.Nine satıyordu.Lafa dalıp sormayı unutmuşum derken Öznur arkadaşım bu bitkinin taze nohut olduğunu kuruyunca bildiğimiz nohut olacağını yazmış.Çok şaşırdım hiç görmemiştim.Kendisine teşekkür ediyorum.
Bunlar kabak çiçeği Ayvalıkta dolması çok meşhur.
Bunlarda kabak bunlarla ne güzel dolma olur diye düşünüp iç geçiriyorum.Ama eve gelene kadar bozulur diye alamıyorum.
Pazarda komşu adalardan gelmiş bir sürü misafir vardı.Ayvalıkta pazar kurulduğu günler gelip alışveriş yapıp elleri kolları dolu geri dönerlermiş.Hatta pazar ahalisinin çoğu Yunanca biliyor ve konuşuyordu.


Kirazlar o kadar iri şeftaliler o kadar güzel görünüyordu ki alıp yıkayamadan bir kısmını oracıkta yiyiverdik.Neyse pazarda çeşmede varmış yıkayıp yemeye devam ettik.

Ve pazarında Ayvalığında sonu yarın Zeytin yağlı taze fasulye ile görüşmek üzere...

Mutlu kalın

20 Haziran 2008 Cuma

AYVALIK-Bölüm 2 Şeytan Sofrası

Ayvalıkta şeytan sofrasındayız. Ruhumuzun,gözümüzün,gönlümüzün manzaraya doyduğu an.İnsana huzur veren bir yanı var oranın, huzurun yanında bir dinginlik bir ferahlık kaplıyor bütün bedeninizi.İşte!diyorsunuz burada yaşanır.Şeytanda işini biliyormuş göya akşamları burda rakı kavun arkadaşlarını toplar alem yaparmış.Birde millet dilek dileyip para atmazmı şaka gibi :)Ellerimizde makina güneşin raksederek batışını çekiyoruz.Bir elim deklanşörde diğer elim sürekli mis gibi kokan ıhlamurumu arıyor.Anlayacağınız orada yaşanır hemde paşalar gibi...


Burdan bütün Ayvalığı bütün adalara görebilirsiniz.





Ne güzel değilmi o teknenin içinde olmak isterdim sanki güneş üzerinize batıyor gibi...






Yorum bile yazamıyorum.Ne yazabilirim ki insan nefes bile almak istemiyor o an, hiç geçmesin doya doya baksın istiyor.











Şeytanın ayak izi olduğu söylenen yer de burası.


Ve Güneş battı!!!!!Yeniden doğana kadar ufuğu ay süslüyor..Öyle güzel bir yerki gecesi ayrı güzel sabahaı ayrı güzel.................





18 Haziran 2008 Çarşamba

AYVALIK-Bölüm 1 Cunda

Tatil bitti ama esintisi uzun süre gitmeyecek.Ayvalık su gibi bir yer doyulmuyor içtikçe içesin,gittikçe gidesin geliyor.Bizlere sunulmuş bir lutuf.Bütün çirkinliklerden;çirkefliklerden uzak, yalnızca ruh ile baş başa kalınabilcek bir yer.Sadece derin bir nefes alıp mis gibi havayı solumak bile yeterli geliyor insana.Ben çok beğendim bedenim geldi ama ruhum kalmak için direniyor....


Cundaya gitmek için Türkiye'nin ilk Boğaz köprüsünden geçtik önce.Sonra kısa bir yürüyüş.Yukarıdaki bir güneş saati.Yerde görünen aylardan ,o günde hangi ayda isen o ayın üzerine geliyorsun;gölgen nereye düşüyorsa saat o...Cundalı Ahmet Erol keskin anısına Belediye başkanlığı tarafından yapılmış.Enterasan değilmi.

Yürüyüşümüze devam ediyoruz Balık için önerebileceğim iki yer var çok paranız varsa Bay Nihat,Birde fiyatça daha uygun lezzetçe harika zeytin yağlıda bir numara Deniz Restaurant












Yürürken bu pisicikle karşılaştık kıyıda duran balığı avlamak için pusuya yatmış dünyayla bağlantıyı koparmış...



Ayvalık buzlu bademiyle de çok ünlüdür gerçi ben pek sevmedim ama müptelası azımsanmayacak kadar çok...



Yürürken mis gibi kokular gelmeye başladı birden.Nerden nerden?diye düşünürken taze külah yapıldığnı farkettik.


Dayanamadım hemen Cunda'nın meşhur sakızlı ve karadutlu dondurmasının tadına baktım (Bu eşimin tabağı ben o enfes kokudan sonra külahta yedim)


Cunda harika bir yer bir çok adı var Ali bey adası da bunlardan biri.Ayvalıkta düşmana ilk kurşun atan askerin Ali Çetinkaya'nın anısına ismi değiştirilmiş.Bir adıda Moshonisi’ (Kokulu Ada) bu ismide Rumlar takmış.Adı ne olursa olsun ne harika bir yer değilmi.Yemek yerken denizin içinde gibisiniz.Gerçi Cunda'da hayat güneş batınca başlıyor ama...





Azra olunca istediğimiz her yeri gezemiyoruz bu yel değirmenini kilometrelerce uzaktan ancak bu kadar çekebiliyorum


Cunda adasında mübadele ile göç etmiş bir çok Rum var ve onların yerine gelen Türkler.Bu sebeple bir çok kilise mevcut.Bu hangisidir bilmiyorum çok uzaklardan görüntüledim.

Yürüyüşe devam; sahil boyunca restoranlar,cafeler mevcut.Hepsi birbirinden güzel hepsi deniz manzaralı iyot kokuku...

Meşhur Taş Kahve bir yudum çay yudumlayıp iki lafın belini kırabileceğiniz mükemmel bir yer...

Cunda'da sezon tam olarak açılmadı.Burası çarşı ancak pekte kalabalık değil.Sezonda burası çok kalabalık oluyor.


Burası neresi bilin bakalım?

Bu şişeler ne mi?Tabiki meşhur Ayvalık zeytin yağı.Buralara gelinirde sabun ve zeytin yağı alınmazmı..






Ayvalık ta ayçiçek yağının lafı bile olmaz her şey zeytin yağı ile mis gibi.Otlarla yapılmış mezeleride çok meşhur.Binbir çeşit meze var hangisini istersiniz.


Tatilin son günü son bir kez daha Cundaya uğradık.Balık yemek için.Midem çok kötü aslında çokta halsizim ama yinede tutturdum balık diye Deniz restorantta ızgara levrek yedim.Midem kötü olmasına karşın birde ben midye isterim deyince eşim yolda hastalanmada ne istersen ye dedi..




Limonlara tül geçirip bağlamışlar harika bir fikir böylece sıkarken çekirdekleri düşmüyor...Bundan sonra bende öyle yapacağım.


Salata bana o kadar iyi geldiki kaşarlı otlu falan,balığı beklemeden kızarmış ekmekle nerdeyse yarısını yedim


Bu da deniz börülcesi tadı çok güzel Ayvalık'a yolunuz düşerse tavsiye ederim.Ben kabak çiçeği dolmasıda istedim ama henüz çıkmamıştı akşam için hazırlıyorlarmış daha pişmemiş.Daha çok şeyler yerdim ama yolda rahatsızlanıcam diye korkup yemedim.
Bu da Ayvalık'a özgü meşhur lor peyniri tadı harikaydı mutlaka tavsiye ederim.Oralara gidip Ayvalık tostu yemedinmi diye soranlar için söyleyeyim yemez olurmuyum ancak fotoğraf makinemin pili bittiği için fotoğrafını çekemedim.Meşhur lokma tatlsıda yedim onun fotoğrfını daha önce yayınlamıştım.Şimdilik Cunda'dan bu kadar.

Sevgiyle kalın....