29 Mart 2009 Pazar

FINDIKLI VE DAMLA ÇİKOLATALI BİSKÜVİ

Geçenlerde bisküvi denedim.Güzelde oldu içindeki fındıklar lezzetine lezzet katmıştı.Tadı hanımeller bisküviye benziyor.Ama gerçekten anne eli değdi :))))


Malzemeler
  • 100 gr.yumuşak tereyağı yada margarin
  • 100 gr toz şeker (bir su bardağının 3/4 kadarı)
  • 1 paket vanilya
  • 1 adet yumurta
  • 175 gr un
  • 1/2 çay kaşığı kabartma tozu
  • 1 tutam tuz
  • damla çikolata(arzuya göre miktarda)
  • yarım su bardağı iri parçalanmış fındık (tarife ben ekledim)

Yağ,yumurta ve şeker köpürünceye kadar çırpılır.Un,tuz,vanilya ve kabartma tozu karıştırıldıktan sonra yağ ve yumurtanın üzerine eklenir.En son fındık ve damla çikolata eklenerek iyice karıştırılır.Kalıplarla veya ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlanıp üzerlerine bastırılarak yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizilir.Önceden ısıtılmış 180 derece fırında yaklaşık 15-20 dakika pişirilir.


Afiyet olsun

Tarif Ülker damla çikolatadan alınmıştır.

23 Mart 2009 Pazartesi

HAFTA SONU VE SUBAY DÜĞMESİ

Kim demiş Azroş yemek yemez diye ne ayıp şey.Hafta sonumuz güzel ve eğlenceli geçti cumatesi kızım arkadaşı Can'ı görmeye gitti ama biraz üzüldük Can hastaydı ve çok öksürüyordu birlikte gezmeye gidecektik ama yarı yoldan geri döndük inşallah bir an önce iyileşir.Sonra kızımın amcasının doğumgüne gittik.Sabah kızımla pastasını hazırlmıştık bu yüzden çarçabuk hazırlandık.Pazar gününü ise kızım anneannesiyle ve dedesiyle birlikte oynayarak geçirdi.Orda bol bol kudurdu hopladı zıpladı.Tabii bende dinlenmiş oldum.


Böyle on parmağınıda daldırdığına bakmayın tamamen oyun ellerini daldırmak hoşuna gitti.Arada bir kaç çubuk yuttu bizde şükrettik:)))

Bu arada cuma akşamı ailecek kızımın komşu teyzesine sohpet etmeye gittik bu kurabiyeler onlar için pişti subay düğmesi o kadar bereketliki iki tepsi çıktı ve bir kısmı komşumuza, bir kısmı Can'a, bir kısmı da anneme kadar ulaştı.Çok özlemişiz.Bu kez eskisinden farklı olarak içine 1 tatlı kaşığıda toz zencefil ekledim.Gayet güzel oldu tarifi buradan alabilirsiniz.Mutlu haftalar dilerim!!!!

18 Mart 2009 Çarşamba

SEBZELİ KURU KÖFTE

İnsan anne olunca birde yemek yemeyen yaramaz bir kızı olunca akla hayale gelmez şeyler yapabiliyormuş.Daha önceden birisi söylese böyle şeyler yapacağıma inanmazdım.Yemek yedirirken binbir numara,çeşitli beslensin diye bütün yemeklerin içine garip garip sebzeler koyma daha neler neler.Şaka gibi bir aile olduk biz.Sebzeli köftede böyle oluştu.Azra havuç,patates,brokoli yemiyor(gerçi ne yiyorki).Köfteyede yeni alıştı bende madem köfte yediriyorum bari faydalı olsun dedim.İçine haşlanmış sebzeler koydum.İlk gün iki köfte yedi.İkinci gün yine yaptım bu sefer yemedi.Arka arkaya aynı yemeyi yemiyor.Bu yüzden haftada iki kez yapıyorum.Zaten enfazla bir bilemedin iki köfte yiyor ama ne yese kardır değilmi:)



Malzemeler
  • Kıyma (100 gr kadar) (Azra için az yağlı kuş başından çektirilmiş kullanıyoruz)

  • 1/2 orta boy kuru soğan(rendelenmiş)

  • 1 sarımsak (rendelenmiş)

  • 1 yumurtanın sarısı

  • biraz ufalanmış ekmek içi

  • Haşlanmış sebze (1 patates,1 havuç,bir kaç dal brokoli haşladım ama hepsini kullanmadım. Siz farklı sebzelerle çeşitlendirebilirsiniz)

  • az tuz

  • çok az kuru nane (brokolinin kokusunu azaltsın diye)

Hazırlanışı

Önce küçük bir tencerenin içine bir patatesi soydum yıkadım doğradım,bir havucu soydum yıkadım doğradım, bir kaç dal brokoliyi önce sirkeli suda beklettim sonra iyice yıkadım ve tencereme biraz su koyup hepsini bir güzel haşladım suyunu süzdüm.(Suyundan çorba pişirdim).Derince bir kabın içine kıymayı,rendelenmiş soğanı,sarımsağı,ekmek içini,tuzu,yumurta sarısını,birkaç dilim patetesi,havuç ve burokoliyi de ezip kattım iyice yoğurdum.15 dakika dinlendirdim.İnce ama genişce köfteler yapıp yağsız teflon tavada pişirdim.(Azra köfteleri kendi yemek istiyor elinde rahat tutabilsin diye ince ama biraz büyük yapıyorum.Keni bölüyor falan hoşuna gidiyor siz küçük yapabilirsiniz.)


Not:Sebze çok koyacaksanız soğan yada yumurta sarısı koymamanızı öneririm çünkü sebzeler yeterice sulandırıyor birde soğan rendesi ve yumurta olursa köfteyi toplamak zorlaşır.

Çanakkale Şehitlerini anma günü


Bugün Çanakkale Zaferi kutlama ve Şehitlerini anma günü.Aslında bu günün ismi eksik verilmiş bence -Çankkale'de savaşmış herkesi anma günü- olmalı.Allah hepsinden razı olsun.Sadece Çanakkale de ölen değil,geçmişten günümüze kadar kendini ülkesi için hiç düşünmeden feda etmiş,yada ülkesinin hayrı için çalışmış sadece asker değil doktor,hemşire,edebiyatçı,fotoğrafçı,şair,terzi vs kim varsa şehit yada gazi olmuş yada olmamış herkesten Allah bin kere razı olsun.Mekanları cennet kabirleri nur olsun.Halen bir sürü askerimiz hergün şehit oluyor o zaman topla tüfekle yapılan savaş şimdi daha kalleşçe koşullarda sürdürülmeye devam ediyor.Geçmişte sadece gavurdu düşmanımız şimdi dört yanımız düşman doldu.Çok merak ediyorum; yattıkları yerde yüzbinlerce askerimiz, acaba canlarını verdikleri bu ülkeyi getirdiğimiz son durum için bize haklarını helal ediyorlarmıdır.:)))Hiç sanmam.

Bugün en azından bir Fatiha'da olsa okuyup onlara teşekkür etmeyi unutmayalım olurmu...


Sevgiler

Çanakkale

Övün, ey Çanakkale, cihan durdukça övün!
Ömründe göstermedin bin düşmana bir düğün.
Sen bir büyük milletin savaşa girdiği gün,
Başına yüz milletin üşüştüğü yersin!

Sen savaşa girince mızrakla, okla, yayla,
Karşına çıktı düşman çelikten bir alayla.
Sen topun donanmayla, tüfeğin bataryayla,
Neferin ordularla boy ölçüştüğü yersin!

Nice tüysüz yiğitler yılmadı cenk devinden,
Koştu senin koynuna çıkar çıkmaz evinden,
Sen onların açtığı bayrağın alevinden,
Kaç bayrağın tutuşup yere düştüğü yersin!

Bir destana benziyor senin bugünkü halin,
Okurken duyuyorum sesini ihtilalin.
Övün, ey Çanakkale ki, Sen Mustafa Kemal’in
Yüz milletle yüz yüze ilk görüştüğü yersin!
Faruk Nafiz Çamlıbel

En sevdiğim şiiri daha önce yayınlamıştım ama Faruk Nafiz'in şiiride o zamanki durumu güzel anlatıyor.


16 Mart 2009 Pazartesi

TEMA'DAN ORGANİK ÜRÜNLER

Güzel geçen bir hafta sonunun ardından herkese merhabalar! Aslında cumartesi evde kös kös oturup eşimin yürüyüş(şimdilerde traking demek moda oldu) ve fotoğraf çekmek için iş arkadaşları ile gittiği Sülüklü gölden dönmesini bekleyerek geçti ama pazar günü bunu telafi etmeyi başardı.Zaten başaramasa bir daha bizsiz hiçbir yere gidemeyecekti :)Kızımla protesto edecektik:).Havalar soğuk çocuklarla da gidilmiyor; her dönüşün ardından söz havalar düzelsin kızımla sizide götüreceğim diyor ama bakalım bahara az kaldı.Yine sürekli gezdiğimiz günlere dönmek isityorum.Birde bir sürü güzel kar manzaralı fotoğraf çekmiş nispet yapar gibi bir kaç tanesini sizlerlede paylaşayım siz karar verin kıskanmamak eldemi :(((

Aslında ben sizlerle Tema vakfının organik ürünlerini paylaşmak istedim.Yanlış anlaşılmasın bana reklamlarını yapayım diye bedava ürün falan göndermediler.Aksine özellikle pahalı bile olsa biz Tema'nın ürünlerini alıp küçükte olsa destek vermek istiyoruz.Aslında sadece Tema değil doğa gönüllüsü bütün dernek ve kurluşlara destek vermek gerektiğini düşünüyorum.En azından dergilerini almak yada ürünlerini kullanmak yada en azından yılda bir kaç kez fidan dikmek bile onlara destek vermeye yetecektir.Tema vakfının organik ürünleri hakikaten çok kaliteli.Biz kendi adımıza Tema'nın bal çeşitlerinden çok memnunuz Geven balıda, yayla balıda çok lezzetli.Sizlerede tavsiye ederim.
Tema vakfından fidan satın alıp hem çevrenize; hemde kendinize gelecek için yatırım yapabilirsiniz.Eşim zaman zaman bize sürpriz yapıp fidan alıyor geçen hafta yine iki fidanla geldi bizim siteye diktik ama bakalım tutacakmı şimdi sürekli gidip bakıyoruz.Nolur sizde doğanın bu yok oluşuna kayıtsız kalmayın elinizden geleni yapın. Örneğin; suları gereksiz açık bırakmayın, çöplerinizi ayırın en azından kağıtları ayrı, plastikleri ayrı torbalara koyun.Ne biliyim gereksiz elektirik harcamayın hem bütçenize de katkısı olur.Herkese şeker gibi,bal gibi haftalar dilerim.Kapanışı eşimin Sülüklü göl fotoğrafı ile yapayımda biraz manidar olsun
Sevgiler


Ne güzel görünüyor değilmi ağaçlara kar yağmış, fotoğrafın bir kısmı siyah beyaz bir kısmı renkli gibi duruyor.

Birde bu kar manzarasında mangal yapmışlar Allah'tan revamıdır.Birinin boğazında kalmış galiba akşamı hastaneye kaldırmışlar ahh ettim ama beddua etmedim.Neyse geçmiş olsun.


14 Mart 2009 Cumartesi

FISTIKLI,ŞEHRİYELİ PİRİNÇ PİLAVI


Pilav pişirmek iyi yemek yapmanın göstergesiymiş - bence alakası yok,piavı tutturamayan ama harika yemekler yapan kaç kişi tanıyorum.Bir kere pilavın iyi olması için birinci şart pirincinin kaliteli olması pirinç kötü olursa kuşta kondursanız lezzeti güzel olmuyor.Bu arada yukarıda gördüğünüz pilavı bendeniz yaptım ailecek beğendik.Bu sebeple sizlerle paylaşmak istedim.Denerseniz beğeneceğinizi düşünüyorum.Fıstık koymayabilirsiniz ben olursa nasıl olur diye düşünüp bu sebeple koydum güzelde oldu.

Pilav deyince pilav yapmada benim bildiğim üç genel pişirme tekniği var.

  • Birincisi kaynayan suya pirinçleri atıp yapmak- ki rahmetli babannem hep böyle yapardı

  • ikincisi pirinci kaynar suda yarım saat dinlendirip nişastasını salmasını bekleyerek pişirmek.(Buda anneannemin tekniği, ben zamanım bolsa bu yöntemi tercih ediyorum)

  • üçüncüsü ve en kolayı pirinci yıkayıp hiç beklemeden pişirmek.(Diğerleri ile arasında hiç lezzet farkı olmuyor sadece suyunu biraz daha fazla koyuyorsunuz)

Hangi yöntemle pişirirseniz pişirin umarım tane tane dökülen enfes pilavlarınız olur.Gelelim Tarifimize.



Malzemeler
  • 1,5 su bardağı pirinç

  • 1 yemek kaşığı kadar dolmalık fıstık

  • 1/2 çay bardağı kadar tel şehriye

  • 3,5 su bardağı kaynar su yada tavuk suyu (eğer kaynar suda pirinci önceden bekleterek yapacaksanız pişirmek için 3 su bardağı kaynar su yeterli olacaktır)

  • tuz

  • 1 yemek kaşığı tereyağı

  • biraz zeytin yağı(göz kararı koydum)

Hazırlanışı

Tereyağ ve zeytin yağı pilav tenceresine alınır ve tereyağının erimesi beklenir eriyince içine fıstıklar ve şehriyeler atılır,kavurmaya başlanır.Pirinçler sıcak su ile iyice yıkanır.Bu arada 3,5 su bardağı su yada tavuk suyu kaynatılır.Kavrulup rengi dönen fıstık ve şehriyenin içine, pirinçler ve tuz eklenir kavurmaya devam edilir.Bir kaç dakikada pirinçlerle kavurduktan sonra içine kaynar su eklenir karıştırılır.Tencerenin kapağı kapatılır ve harlı ateşte 10 dakika pişirilir.Pilav suyunu çekip üzerinde göz göz delikler oluşunca kapağı açılıp tekrar bir kere karıştırılır kapak tekrar kapatılır altı kısılır ve 11 dakikada suyu tamamen çekilene kadar kısık ateşte pişirilir.Biraz dinlendirilip öyle servis edilir.

Afiyet olsun.

Not:

  • Pirinci önceden kaynar suda bekleterek yapacaksanız ölçü 1 su bardağı pirince,1,5 su bardağı kaynar su
  • Pirinci kaynar suda bekletmeden hemen pişirecekseniz ölçü 1 su bardağı pirince, 2 su bardağı sudur.

12 Mart 2009 Perşembe

KIYMALI,SEBZELİ KEREVİZ YEMEĞİ

Kerevizi pek sevmiyorum.Azra'da pek sevmiyor.Ama sevmiyorum diye kızımıda kocamıda mahrum edemem.Bende içinde kereviz olan ama olduğu belli olmayan bir yemek yapmak istedim ve başardım.Güzelde oldu kıymalı patates yemeği gibi.Kerevizi yemediğiniz sürece tadı gelmiyor.Yediğinizdede diğer sebzelerin suyu karışmış olduğu için hiç rahatsız etmiyor.Benim gibi sevmeyen ama yemek isteyenlere tavsiye olunur.


Malzemeler
  • 150 gr kıyma (göz kararı ne kadar isterseniz ben bol kıymalı yaptım)
  • 2 patates
  • 1 kabak
  • 1 havuç
  • 2 adet orta boy kereviz (ben biraz saplarından da doğradım)
  • 2 diş sarımsak
  • 1 orta boy kuru soğan
  • 1-2 yemek kaşığı salça
  • sıcak su
  • sıvı yağ (ben zeytin yağı kullandım)
  • tuz

Yapılışı

Soğan minik minik doğranır, sıvı yağda kavrulmaya başlanır; içine havuç ilave edilerek kavurmaya devam edilir.Soğanlar pemebeleşince kıymada ilave edilir.Kıymanın kavrulmasının ardından salça konularak kavurma işlemi sürdürülür.Bu arada kabaklar soyulur istenilen boyutta doğranır,patetesler soyulur doğranır,kerevizler soyulur doğranır ve hepsi tencereye konur bir iki çevrilir içine doğranmış sarımsak,tuz ve üzerine çıkacak kadar kaynar su ilave edilerek pişirmeye devam edilir.Ben düdüklüde 28 dakikada pişirdim.Siz normal tencerede biraz daha uzun sürede pişirebilirsiniz.

Afiyet olsun.

10 Mart 2009 Salı

KURU MEYVELİ MİNİ KEKLER(yaman etkinlik)

Bu aralar bırakın tarif eklemeyi bilgisayarı bile açmak istemiyorum.Bir umutsuzluk bir keyifsizlik kapladı içimi Azra'nın da iştahsızlık problemi çifte kavrulmuş etkisi yaratınca morelim dibe vurdu.Zaten onbeş gündür hastayım birtürlü düzelemedim falan derken cumartesi gelen misafirlerimle biraz iyileştim.Onlar gitti gece yarısı bir mide ağrısı ile kıvranmaya başladım bütün gece kıvrandım durdum eşim hastaneye gidelim dedi ama gitmedim.Geçer geçer derken hala geçmedi ama bugün daha iyiyim.Ve hastayken gerçekten şunu anladım "Ağlarsa anam ağlar (birde kocam)gerisi yalan ağlar".Keşke annem yakınımda otursa ne zaman birimize bir şey olsa ne kadar hasta olursa olsun nefes gibi hep yanımızda.Kızım hastanedeyken bile ne çok hastaydı ama bizi hiç yalnız bırakmadı hakikaten annelerin hakkı ödenmez.İnsan en çok böyle zamanlarda ailesinin değerini anlıyor.Anneciğime binlerce kez teşekkür ederim.Pazar günü de kandil olması hasebiyle kıvrana kıvrana aynı sitede oturduğumuz kayınvalideme ordanda beni iyileştirmesi için anneme gittim.Bu arada herkesin geçmiş kandili mübarek olsun.
Dün morelimi düzelten bir şey oldu Azra biraz yemek yedi.Valla ancak çocuğu olan bunun nasıl bir mutluluk olduğunu anlar.Ve bende bu mutlulukla kızıma ve babasına kuru meyvelerle ve bol cevizle güzel bir kek yaptım.Gerçektende çok güzel oldu.Mutlaka yapın beğeneceksiniz.Tontonum ondanda yiyince haftalardan sonra ilk kez dün gece huzur içinde uyudum.Yemesi için ısrar etmek istemiyorum ama o da hiç acıkmıyor ne olacak sonumuz bilmem.Kekim yaman etkinliğin konusunada denk düştü bende kekimi sarıkuşun mutfağına gönderiyorum.Kendisine bol katılımlı bir etkinlik diliyorum.

Malzemeler

  • 3 yumurta
  • 2,5 su bardağı elenmiş un
  • 1,5 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı süt
  • 1 su bardağı sıvı yağ (ben zeytinyağı,fındık yağı,ayçiçek yağını karıştırdım)
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 1 tatlı kaşığı toz zencefil
  • 1 su bardağı ceviz içi
  • 3-4 adet kuru kayısı(kükürtle sarartılmamış gün kurusu kullandım)
  • 1/2 çay bardağı meyve şekerlemesi (daha fazlada koyabilirsiniz)

Hazırlanışı

Yumurtalar ve şeker iyice çırpılır.Süt ve yağ ilave edilir biraz daha çırpılır ardından un,kabatma tozu,vanilya,zencefil konur çırpmaya devam edilir.Yaklaşık 5 dakika çırpıldıktan sonra içine meyve şekerlemesi,minik minik kıyılmış kuru kayısı ve iri kırılmış ceviz ilave edilir(ben toz halinde sevmiyorum yerken ağzımıza ceviz geldiği belli olsun diye biraz büyük parçalıyorum)Bu kez mikserle değil kaşıkla karıştırılır.Az yağlanmış kalıba dökülür önceden 175 derecede ısıtılmış fırında yaklaşık 40-45 dakika pişirilir.(kürdanla kontrol edebilirsiniz.)İlk yirmi dakika fırının kapağı açılmamalıdır.Ve piştikten sonra kalıptan hemen çıkarmak yerine nemli bir bezin üzerinde taklaşık 10 dakika bekletip kalıptan öyle çıkarırsanız kekte parçalanma olmaz.


Not:Ben Azra büyük cevizleri yiyemez diye küçük kek kalıpları kullandım.Kek hamuruna şekerleme ve ceviz eklemeden önce bir kısmını ayırdım.Cevizleri rondodan geçirdim.Meyve şekerlemesi yerine kuru üzüm ve kuru kayısı kıydım birazda kakao ekleyip öyle pişirdim.Piştikten sonra arasına ballı,kaymak karışımı sürdüm.(süt dilimi gibi) .Ayrıca minik kalıp kullanacaksanız pişme süresi daha kısa oluyor. Bu kızımın kuru meyveli keki.

Buda canım kocam için yaptığım kek.

6 Mart 2009 Cuma

LİMONLU PEYKEK(LEMON CHEESECAKE)

Uzun zamandır peykek yapmak istiyorum,istiyorum istemesine ama yapımı hakkında hiçbir fikrim yok.Zaten bir kaç arkadaş toplantısı dışında yemişliğimde yok tatlı tuzlu arası birşeydi.Ablam sevdiğini söyleyince tamam dedim o seviyorsa ben güzelini yememişim.Uzun araştırmalardan sonra daha önce bir arkadaşımda yediğim pastacı'nın tarifini yapmaya karar verdim.Ama talihsizlik peşimi bırakmadı bir türlü.Tarifte krem peynir yazıyormuş benim aklımda labne kalmış marketten labne peynir aldım.Tarifte 20 cm kalıp diyor; benim 20 cm lik kalıbın kelepçesi elimde kaldı.En sonunda napalım buda biraz değişik olsun dedim.Ama inanın çok güzel oldu.Bir kere labne peynirli daha güzel oluyor.Krem peynir daha tuzlu sanırım insanın ağzında garip bir tad bırakıyor.Limon sayısını arttırıp birazda portakal kabuğu ekledim.Ve gayette lezzetli oldu tüm dostlarıma tavsiye ederim.Gerçi önce kek çok kabardı sevindim sonra sönmeye başlayınca üzüldüm ama çatlama patlama olmadı.Birde farkındaysanız kekin kenarları biraz gitmiş bendeniz akşam meraktan çatlayınca kenarından tadına bakayım dedim.birazcık çekince kenarların tamamı çıktı bende afiyetle yedim sizde idare edin artık. Pastacı'ya teşekkür ederim.Gerçi tarif biraz deformasyona uğradı ama çok lezzetli oldu.



Malzemeler

  • 1,5 paket eti burçak
  • 100 gr tereyağı
  • 3 paket labne peynir(mümkünse trakya çiftliği)
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 paket vanilya
  • 2 yumurta
  • 200 ml. bir küçük kutu sıvı krema
  • 3 çorba kaşığı un
  • 2 limon suyu ve rendesi (benimkiler çok büyük değildi)
  • biraz portakal kabuğu rendesi (çok değil yarım portakalın kabuğu yeterli)

20 cm'lik kelepçeli bir kalıbın her yerini alümunyum folyo ile düzgün bir şekilde saralım. (Ben 22 cm lik kullandım mecburen)Büsküvileri rondodan geçirelim. Tereyağını eritelim ve büsküviler ile iyice karıştıralım. Kalıbımızın altına bastırarak yayıp buzdolabında dinlendirelim.Fırınımızı 200 dereceye getirip ısıtalım.Yumurta ve şekeri mikser ile iyice çırpalım. Vanilyayı katıp tekrar çırpalım. Unun ekleyip tekrar çırpalım. Peynirler hariç tüm malzemeleride katıp çırpmaya devam edelim. En son peynirleri ekleyip homojen bir karışım elde edinceye kadar çırpalım.Buzdolabından kalıbımızı çıkaralım. Limonlu karışımımızı büsküvilerin üzerine dökelim. Önceden ısıttığımız fırınımızda üzeri kızarana kadar pişirelim.Eğer üstü hemen kızarırsa üzerini folyo ile kapatıp pişirmeye devam edebilirsiniz.Piştikten sonra fırında ılınmasını bekleyelim. Ilındıktan sonra buzdolabına kaldırıp en az 6-7 saat bekletelim. Buzdolabında bekledikçe lezzeti güzelleşiyor.Bence servis etmeden 1-2 gün önce yapılması daha güzel olur.Servis ederken 1 dilim limon ile süsleyebilir, arzu ederseniz çikolata,çilek,ahududu gibi soslarla sunabilirsiniz.

Not :Ben kalıbım daha büyük diye 2 pakete yakın bisküvi kullandım şekildeki gibi altı biraz kalın düştü lezzeti güzel ama bence 1,5 paket bisküvi tam gelecektir.Birde ne kadar pişrmem gerektiğini bilemedim üzeri hemen kızardı içi pişmedi acaba böylemidir diye düşünürken üzerini folyo ile kapatıp biraz daha pişirmeye karar verdim. Toplamda 40 dakika kadar falan pişti.Keşke üzerini daha önce kapasaymışım.

2 Mart 2009 Pazartesi

HAVALAR DÜZELSİN ARTIK

Kızımla evde oturmaktan çok sıkıldık.Aman üşür aman hasta olmasın derken evde patladık yav.Hafta sonu; cumartesi Gülriz'ciğime ugurlama partisi vardı Pınar'daydık.Pekçok kişinin işi olduğundan katılım azdı ama biz kızımla çok eğlendik.Kızım Ganne ablasını ve Gülriz ablasını çok sevdi.Birde Can'dan şiddet gördü o ayrı :))Canım arkadaşıma hayırlı yolculuklar dilerim.Pazar günüde kızımın teyzoşu, kardeşi Rüzgar ve anneannesi geldide biraz daha yüzümüz güldü.Aman Azra da Rüzgar'a bir sevgi bir ilgi derken zavallı kuzum Rüzgar, azmandan aman azmanmı dedim pardon Azra'dan şepeşilleyi yedi.Azra'nın sesini bile duyunca ağlıyor yazık.Yani bu dünya böyle kimin gücü kime yeterse...Bu arada yukarıdaki fotoğrafı çok seviyorum kızımın gözünden akan bir damla yaş çok manidar geliyor bana hemen hüzünleniyorum.

Aman maşallah deyin nolur Rüzgar paşama nazar değmesin.Zaten diş çıkarıyor annesi canından bezdi.


Azroş mazroş her şeye rağmen Can arkadaşını severken.
Tarifmi tarif yok Azroş mazroş var haberler bu kadar.Sevgiler